Vincent van Gogh: Sanatın Çılgın Dehası, Hayatı ve Bilinmeyenleri
- Tuvalin Gündemi
- 21 May 2024
- 3 dakikada okunur

Vincent Willem van Gogh, 30 Mart 1853’te Hollanda'nın Zundert şehrinde doğdu ve 29 Temmuz 1890’da Fransa'nın Auvers-sur-Oise kasabasında hayata gözlerini yumdu. Kısa yaşamı boyunca, izlenimcilik akımının en etkileyici ve tanınmış ressamlarından biri haline geldi. Van Gogh’un eserleri, modern sanatın temellerini atan cesur renkler ve canlı fırça darbeleriyle ünlüdür. Eserlerini görmek için çeşitli müzeleri ziyaret edebilirsiniz ama Amsterdam'daki Van Gogh Müzesi ve 29 Temmuz 1890'da hayata gözlerini kapatana kadar yaşadığı Fransa Arles'daki Vincent van Gogh Vakfı, sanatçının eserlerini farklı temalar ile sevenleriyle buluşturmaktadır.
İçindekiler :
Van Gogh’un Hayatı
Sanat simsarı bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelen Vincent van Gogh, gençlik yıllarında çeşitli işlerde çalıştı ve birkaç yıl Belçika’da misyoner olarak görev yaptı. Sanata olan ilgisi, bu dönemde kırsal hayatı resmetmeye başlamasıyla kendini gösterdi. 1881’de resim yapmaya başlayan Van Gogh’un erken dönem eserleri, kasvetli ve karanlık tonlarla doluydu. Bu dönemin en bilinen eseri, “Patates Yiyenler”dir.

1886’da Paris’e taşınan Van Gogh, burada empresyonist ressamlar ve eserlerle tanıştı. Bu dönemde, paletinde daha parlak renklere yer vermeye ve resimlerinde daha canlı ve neşeli konuları işlemeye başladı. Ancak, Paris’in hareketli hayatı onu tatmin etmedi ve 1888’de daha sakin bir yaşam için Arles’a taşındı.
"Acı duymak gülmekten iyidir, zira acı insanın yüreğini arıtır. İnsanları diri diri gömercesine kilitleyip çevrelerinde duvarlar örenin ne olduğu bilinmez ama yine de bir takım duvarların, tel örgülerin, demir parmaklıkların varlığı hissedilir. Bütün bunlar bir kuruntu, bir hayal midir? Sanmıyorum."
-Vincent van Gogh
Van Gogh’un Sanat Kariyeri

Van Gogh’un kariyeri boyunca yaptığı eserler, onun ruhsal durumunu ve sanatsal evrimini yansıtmıştır. "Van Gogh eserleri" arasında en bilinenlerden biri, 1889’da yaptığı "Yıldızlı Gece"dir. Bu eser, Van Gogh’un Güney Fransa’da Saint-Rémy’deki akıl hastanesinde tedavi gördüğü döneme ait. Doktorları, bu eseri onun akli dengesinin göstergesi olarak değerlendirmiştir. Ancak, günümüzde bu manzaranın, Van Gogh’un kullandığı ilaçların etkisiyle gördüğü sanrılar sonucu ortaya çıktığı düşünülmektedir.
"Resimler, ressamların ruhlarından türetilen kendi hayatlarına sahiptir."
-Vincent van Gogh
Başlıca Eserleri
Yıldızlı Gece (The Starry Night); 1889: Van Gogh’un en ikonik eserlerinden biri olan "Yıldızlı Gece", bugün New York’taki MoMA’da sergilenmektedir. Bu tablo, sanatçının delilik ve yaratıcılık arasındaki ince çizgide yürüdüğünü gösterir.

Kırmızı Bağ (The Red Vineyard); 1888: Van Gogh’un yaşamı boyunca sattığı tek eser olan "Kırmızı Bağ", Brüksel’de sergilendiği sırada Anna Boch tarafından satın alınmıştır. Bugün Moskova’daki Pushkin Müzesi’nde bulunmaktadır.

Ayçiçekleri (Sunflowers); 1888: Arles’da yaşarken yaptığı bu seri, ressamın en bilinen eserlerinden biridir. Van Gogh, bu tabloları Gaugin’in odasını süslemek için yapmıştır ve mektuplarında kardeşi Theo’ya, bu eserlerin farklı versiyonlarını yapma planlarını anlatmıştır.

Sargılı Kulaklı, Otoportre (Self-Portrait with Bandaged Ear); 1889: Van Gogh’un otoportrelerinde ruh halini ve psikolojik durumunu yansıttığı bilinir. Kulağını kestikten kısa bir süre sonra yaptığı bu otoportre, sanatçının ruhsal çalkantılarını ve kendini ifade etme ihtiyacını gösterir.


Montmartre’deki Sokak Manzarası; 1887: Paris’te yaptığı ve uzun süre hiç sergilenmeyen bu eser, Van Gogh’un rekor fiyata satılan eserlerinden biridir. 2021 yılında Sotheby’s müzayede evinde 13 milyon 91 bin euroya satılmıştır.

Vincent van Gogh’un Stili ve İlham Kaynakları

Van Gogh’un sanatı, kariyerinin başlarında kasvetli ve koyu tonlarla doluyken, Paris’teki izlenimcilerle tanışmasının ardından daha canlı ve parlak renklere evrildi. Hollanda’daki kırsal yaşamdan Paris’in hareketli sokaklarına ve Arles’ın sakin doğasına kadar, Van Gogh çevresinden büyük ilham aldı. 1886-1889 yılları arasında yaptığı 30’dan fazla otoportrede, sanatsal becerilerini geliştirirken ruh halini ve duygusal durumunu da yansıttı.
"İnsan ressamların değil, doğanın dilini dinlemeli; varlıkların hissettirdikleri resimlerin hissettirdiklerinden çok daha önemlidir."
-Vincent van Gogh
Vincent van Gogh Hakkında Az Bilinen Gerçekler

Van Gogh’un Paris’te yaşadığı yıllarda Japon sanatına büyük ilgi duyduğu bilinir. Geçim sıkıntısına rağmen kapsamlı bir Japon baskı ve gravür koleksiyonu oluşturmuş ve eserlerinde bu etkileri yansıtmıştır. Ayrıca, sanatçının ölümüne dair yeni araştırmalar, intihar değil cinayet olabileceği yönünde teoriler ortaya koymuştur. Van Gogh’un, iki genç tarafından yanlışlıkla vurulmuş olabileceği iddia edilmektedir. Yani bu dahi ama deli, ne olursa olsun sanat dünyasının en büyüklerinden olan Vincent van Gogh'un ölümü hala daha bir gizem...
Vincent van Gogh Kulağını Neden Kesti?

Van Gogh’un kulağını kesmesi, Gaugin ile yaşadığı şiddetli bir tartışmanın sonucudur. Van Gogh, Gaugin’i tehdit ettikten sonra, kendini cezalandırma amacıyla kendi kulağını kesmiştir. Bu olaydan sonra, "kulağı kesik sanatçı" olarak anılmaya başlamıştır.
Vincent van Gogh Akıl Hastanesine Neden Yattı?

Gaugin ile yaşadığı olayın ardından, Van Gogh’un kardeşi Theo, onun kulağını tedavi ettirmek için Van Gogh’u hastaneye yatırmıştır. Bu sırada, sanatçı halüsinasyonlar görmeye başlamış ve Saint-Remy’deki akıl hastanesine yatmıştır. Burada, ünlü eserlerinden bazılarını yaratmıştır.
Bình luận